AK Parti İl Başkanlığı Genişletilmiş Danışma Meclisi'nde konuşan Başbakan Yıldırım, Başkanlık sistemi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Türkiye'nin gelişmesi için, 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi için, FETÖ'cülerle, BETÖ'cülerle mücadele için güçlü, tek başına iktidar çıkarması lazım. Bunun da yolu başkanlık sisteminden geçiyor. Başkanlık gelmezse Türkiye'nin bölünme riski var. Açıkça söylüyorum." diyen başbakan MHP ve CHP'ye "Meclis'te konuşalım yetmezse, işi sahibine götürelim" çağrısında bulundu.
AK Parti iktidarı 14 yıl boyunca bir yandan Türkiye'yi 3'e katlarken, milli gelirini 3 kat artırırken, milletimizin hayali olan hizmetleri yaparken, yurdun her köşesini bilişim ağlarıyla donatırken, sağlıkta dönüşümü gerçekleştirirken, eğitimde büyük reformları yaparken, sosyal devlet olma yolunda dönüşümü gerçekleştirirken, diğer yandan da AK Parti vesayetçileri, darbe özlemcilerinin de tepelerine vura vura geliyor. Ülkeye tuzak kuran darbecileri de teröristleri de hallede hallede bugüne geliyoruz. Bu hizmetleri yaparken zannetmeyin ki önümüze kimse çıkmadı. Bir yandan hizmet yaptık, proje gerçekleştirdik, bir yanda da vesayet odaklarıyla, darbe meraklılarıyla mücadele ettik. İlk açık müdahale 27 Nisanındaki e-muhtıradır. 363 milletvekiliyle işbaşına gelmişiz 'Cumhurbaşkanı seçemezsiniz' dediler. Bu işin çözümü millettir dedik ve millet kararını verdi, millet 'Cumhurbaşkanını ben seçeceğim' dedi ve o referandumla birlikte artık Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin önü açıldı. Bu Türkiye'deki yönetim sisteminin en önemli değişikliğinin başlangıcıdır. Bugün başkanlık tartışmalarının başladığı nokta da budur.
CHP HİÇ BİR ZAMAN HALKIN İRADESİNE RAM OLMADI
CHP o gün adam gibi parlamentoda cumhurbaşkanı seçimi yaptırsalardı, bugün biz sistem meselesini konuşma ihtiyacı duymazdık. CHP siyasi hayatında hiçbir zaman halkın iradesine ram olmamıştır. AK Parti'nin karşılaştığı vesayet ve darbe heveslileri bununla da yetinmedi. Hemen arkasından kapatma davası açtılar. Onu da savuşturduk. Hala durmadılar, yargıyla darbe yapmaya kalktılar. Yine millete giderek yargı reformuyla aştık. Bu sefer Gezi olaylarını tertip ettiler. Ağaç, yeşil diyerek iktidarı devirme hevesine kapıldılar. Ve nihayet, AK Parti iktidarının önüne en büyük sınama 15 Temmuz'da geldi. Milletin tankıyla, topuyla, uçağı, helipkopteriyle millete ateş ederek yönetimi ele geçireceklerdi. Akılları sıra işte tam zamanıydı, hükümeti alaşağı edelim. Akıl hocaları da 'Tam zamanı' demişti. Bir şeyi hesap edemeler, halkın gücünü hesap edemediler. Cuntacılar contayı 15 Temmuz'da yaktı.
AK Parti iktidarı 14 yıl boyunca bir yandan Türkiye'yi 3'e katlarken, milli gelirini 3 kat artırırken, milletimizin hayali olan hizmetleri yaparken, yurdun her köşesini bilişim ağlarıyla donatırken, sağlıkta dönüşümü gerçekleştirirken, eğitimde büyük reformları yaparken, sosyal devlet olma yolunda dönüşümü gerçekleştirirken, diğer yandan da AK Parti vesayetçileri, darbe özlemcilerinin de tepelerine vura vura geliyor. Ülkeye tuzak kuran darbecileri de teröristleri de hallede hallede bugüne geliyoruz. Bu hizmetleri yaparken zannetmeyin ki önümüze kimse çıkmadı. Bir yandan hizmet yaptık, proje gerçekleştirdik, bir yanda da vesayet odaklarıyla, darbe meraklılarıyla mücadele ettik. İlk açık müdahale 27 Nisanındaki e-muhtıradır. 363 milletvekiliyle işbaşına gelmişiz 'Cumhurbaşkanı seçemezsiniz' dediler. Bu işin çözümü millettir dedik ve millet kararını verdi, millet 'Cumhurbaşkanını ben seçeceğim' dedi ve o referandumla birlikte artık Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin önü açıldı. Bu Türkiye'deki yönetim sisteminin en önemli değişikliğinin başlangıcıdır. Bugün başkanlık tartışmalarının başladığı nokta da budur.
CHP HİÇ BİR ZAMAN HALKIN İRADESİNE RAM OLMADI
CHP o gün adam gibi parlamentoda cumhurbaşkanı seçimi yaptırsalardı, bugün biz sistem meselesini konuşma ihtiyacı duymazdık. CHP siyasi hayatında hiçbir zaman halkın iradesine ram olmamıştır. AK Parti'nin karşılaştığı vesayet ve darbe heveslileri bununla da yetinmedi. Hemen arkasından kapatma davası açtılar. Onu da savuşturduk. Hala durmadılar, yargıyla darbe yapmaya kalktılar. Yine millete giderek yargı reformuyla aştık. Bu sefer Gezi olaylarını tertip ettiler. Ağaç, yeşil diyerek iktidarı devirme hevesine kapıldılar. Ve nihayet, AK Parti iktidarının önüne en büyük sınama 15 Temmuz'da geldi. Milletin tankıyla, topuyla, uçağı, helipkopteriyle millete ateş ederek yönetimi ele geçireceklerdi. Akılları sıra işte tam zamanıydı, hükümeti alaşağı edelim. Akıl hocaları da 'Tam zamanı' demişti. Bir şeyi hesap edemeler, halkın gücünü hesap edemediler. Cuntacılar contayı 15 Temmuz'da yaktı.